ALLAHU TEÂL’NIN EVLİYASINA DÜŞMANLIK EDENLER - (Sırru'l-Esrar 1.Cilt)

ALLAHU TEÂLÂ’NIN EVLİYASINA DÜŞMANLIK EDENLER

 

Ebu Hureyre radıyallahu anhudan rivayet olunan hadisi kudsi:

مَنْ عَادٰى لِىَ وَلـِيًّا فَقَتْ اَذُنْـتُهُ بِاالْحَرْبِ

  Benim evliyalarıma her kim düşman olursa bana harb etmek için mezundur.”[1] Bu her kim Allahu Teâlâ’nın evliyasına buğuz ederse onadır. Çünkü onlara muhabbet etmek her Müslüman’a vacibtir. Çünkü kerameti evliya haktır. Kitapla, sünnetle, icma-i ümmetle sabittir.

Ayeti kerime:

كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَ وَجَدَ عِنْدَهَا رِزْقًا

hazreti Zekariyya aleyhisselam hazreti Meryem’in yanına vardıkça cennet meyveleri görürdü”[2] bu evliya kerametine delildir.

Asaf ibni Berhiya’nın Belkıs’ın köşkünü getirmesi de delildir. Kerameti evliyayı inkâr edenlere cevaptır ki bu iki türlüdür: biri kerameti evliyadır. Biri de istidractır. Fir’avnun suyu durdurması gibi.

Keramet sahibi evliya ehlisünnet ameli ve itikadında olmalıdır. Sahabelere itikadı muhabbeti tamam olmalıdır. Hadisin devamı:  

 وَمَا تَقَرَّبُ اِلَىَّ عَبْد۪ى بِشَيْىءٍ اَحَبُّ اِلَىَّ مِمَّا اِفْـتَرَضْتُهُ وَمَا يَذٰلُ عَبْد۪ى يـَتَقَرَّبُ اِلَىَّ بِالنَّوٰافِلِ حَتّٰى اُحِبُّهُ

Manası: “Kulum bana yakın olamaz, en sevdiğim farzlarda yakın olduğu gibi. Kulum benden ayrı olmaz, bana yakın olur nafilelere devam ettikçe. Hatta o kulumu severim. O benden, ben ondan ayrı olmaz.”

Hadisin devamı:

فَاِذٰا اَحْبَبْتُهُ كُـنْتُ لَهُ سَمْعَهُ الَّذ۪ى يَسْمَعُ بِه۪

“Ne vakit kulumu sever isem, onun duygusu ben olurum.” Onunla duyar (Hazret-i Ömer radıyallahu anhunun, harbedenleri Hindistan’da gördüğü, duyduğu gibi.)

Hadisin devamı:

وَبَصَرَهُ الَّذ۪ى يـُبْصِرُ بِه۪ وَيـَدَهُ الَّـت۪ـى يَبْطِشُ بِهَا وَرِجْلَهُ الَّـت۪ى يَمْشِ بِهَا وَ اِنْ سَئَلَن۪ى اَعْطَيْتُهُ وَلَوِاسْتَعَاذَن۪ى لَاُع۪يذَنَّـهُ

Buyuruyor ki “basireti, gözü benden olur. Benim gözüm ile görür ve eli Benim kuvvetim ile tutar ve ayağı onunla yürür ve eğer Benden isterse veririm. Eğer Bana sığınsa, onu muhafaza ederim”[3] buyuruyor.

 


[1] İmam Nevevi, Kırk Hadis, s. 84/38. Sahihi Buhari c.5.s.2384/6137 (Beyrut). Ebu Nuaym Hilyetü’l-Evliya c.1.s.4 (Beyrut). Câmiu’s-Sağir Muhtasarı, c. 1, s. 469/1003 (2: 240/1752). İbni Mace, Fiten, 16, Ahmed İbni Hanbel, Müsnet, 6/256, Sahıhi ibni Hıbban c.2.s.58/347 (Beyrut). Beyhaki, Sünenü’l-Kübra c.3.s.346/6188 (Mekke).   

[2] Ali İmran suresi 3/37

[3] İmam Nevevi, Kırk Hadis, s. 84/38. Sahihi Buhari c.5.s.2384/6137 (Beyrut). Ebu Nuaym Hilyetü’l-Evliya c.1.s.4 (Beyrut). Câmiu’s-Sağir Muhtasarı, c. 1, s. 469/1003 (2: 240/1752). İbni Mace, Fiten, 16, Ahmed İbni Hanbel, Müsnet, 6/256, Sahıhi ibni Hıbban c.2.s.58/347 (Beyrut). Beyhaki, Sünenü’l-Kübra c.3.s.346/6188 (Mekke). 

<<< Önceki Kayıt - Sonraki Kayıt >>>